Aöf Dersleri Özetleri - Çıkmış Sorular - Sınav Soruları

AÖF Ders Özetleri Uygulamasına Hoş Geldiniz,Uygulamadan tam anlamıyla faydalanmak için üye olunuz.

Final Özel Eğitim 2 Final Ders Özeti


admin

Administrator
Yönetici
Admin
#1
8. ÜNİTE

GİRİŞ

Yaygın gelişimsel bozukluklar, hayatın ilk döneminde başlayan sosyal becerilerde, dil becerilerinde ve davranış alanlarında sorunların yaşandığı veya kayıpların olduğu bir grup psikiyatrik bozukluktur. Bu bozukluklar gelişim alanlarını etkilemektedir. Yaygın gelişimsel bozukluk adı altında tanımlanan bozukluklar şunlardır:

• Otistik bozukluk

• Rett sendromu

• Başka türde adlandırılamayan-yaygın gelişimsel bozukluk

• Asperger sendromu

• Çocukluk çağı dezintegratif bozukluklar.

YAYGIN GELİŞİM BOZUKLUĞUN NEDENLERİ

Günümüzde otizmin nedenleri tam olarak bilinememektedir. Fakat çok sayıda gen ve çevresel etkenin etkileşimi ile açığa çıkan bir hastalık olduğu görüşü yaygın olarak kabul edilmektedir. Otizmin en fazla tartışılan yönü, bu gelişim bozukluğunun ortaya çıkmasına sebep olan etmenlerdir.

Otizmin tek bir nedene değil, birçok nedene bağlı olarak ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Bu konuda öne sürülen teoriler ise dört grupta toplanır. Bunlar;

• Psikojenik, • Davranışsal, • Organik , • Kavramsal teorilerdir.

Psikojenik Teori

Otistik çocukların, içe kapanma ve sosyal olmayan davranışlarının duygusal etkenler ve yetiştirilme biçiminden kaynaklandığı öne sürülmektedir. Bu teoriye göre otizm; anne-çocuk ilişkisinde, annenin soğuk ve reddedici davranışlarla çocuğa karşı yaklaşması sonucunda ortaya çıkan, psikolojik bir geri çekilme davranışıdır.

Davranışsal Teori

Bu teoriye göre otizmin, ödül ve ceza sistemleriyle pekiştirilen ve bir seri tesadüfi olasılıklarla şekillendirilmiş, öğrenilmiş davranış grupları olduğu ileri sürülür.

Organik Teori

Otizmin biyolojik bir kaynağının olduğu son yıllarda kesinlik kazanmış ve beyindeki bazı yapısal anomalilerin otizme neden olduğu kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda, cerebellumun (beyincik) gelişmesi ile ilgili bir bozukluk olduğu öne sürülmektedir.

Kavramsal Teori

Otistik kişilerdeki sorunun, doğuştan gelen zihinsel kavramaya ait bir eksiklik olduğu ve bu eksikliğin mantıksal sonuçlar çıkarmayı engellediği öne sürülür.

Yaygın gelişimsel bozukluğun nedenleri; doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası olarak açıklanabilir.

Doğum öncesi nedenler;

• Annenin hamileyken yetersiz ve dengesiz beslenmesi,

• Annenin hamileyken geçirdiği ateşli ve bulaşıcı hastalıklar,

• Annenin hamileyken doktor tavsiyesi olmadan kullandığı ilaçlar,

• Annenin hamileyken sigara ve alkol kullanması,

• Genetik faktörler

• Anne karnında çocuğun kızamıkçık geçirmesidir.

Doğum anı nedenler;

• Doğumun güç olması nedeniyle yapılan müdahaleler,

• Erken veya geç doğum,

• Doğum sırasında çocuğun beynine zarar verecek kazalar ve kanamalar,

• Annenin doğum yapmaya biyolojik olarak uygun olmamasıdır.



Doğum sonrası nedenler;

• Çocuğun yetersiz beslenmesi sonucu gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlayamaması,

• Çevresel uyarıcıların azlığı,

• Sosyal ve ekonomik şartların uygun olmaması ve bu durumun çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilemesi,

• Annenin çocuğa karşı soğuk ve reddedici davranışlarda bulunmasıdır.



YAYGIN GELİŞİM BOZUKLUĞUNU ÖNLEME VE ERKEN TANI

Koruyucu Önlemler

Doğum öncesi

Doğum öncesinde alınması gereken önlemler hamilelik süresini sağlıklı ve kontrollü geçirme ve kalıtım durumlarını önleme olarak belirtilebilir. Hamilelik başlangıcında ve hamilelikten hemen sonra bakım ve korunmaya önem verilmesi gerekir. Hamileliğin ilk 3 ayı boyunca olan dönem her bakımdan önemlidir. Annenin hamilelik sürecinde beden ve ruh sağlığına, beslenmesine dikkat etmesi gerekir.

Doğum anı

Doğum öncesinde alınan önlemler doğumun sağlıklı geçilmesi için hazırlık yapılmasını sağlar. Doğum yapacak anne adayının psikolojik, biyolojik ve çevresel yönden hazırlığı önemli yer teşkil eder.

Anne adayının doğum sancısını azaltmak için mümkün olduğunca ilaç almamasına dikkat edilmelidir. Doğum anında doğum yapılacak yerin temizliği, müdahale bulunacak kişinin uzmanlığı, doğum anını ilgilendiren önemli olaylardır. Doğum yaptıran kişinin işinin uzmanı olmasına dikkat edilmelidir.

Doğum sonrası

Doğum sonrasındaki bebeklik ve çocukluk gelişim dönemlerindeki etkenler yaygın gelişimsel bozukluğa neden olabilir. Bu tip durumlardan korunmak için bebeğin ateşli hastalıklardan korunması gerekir. Ateşli hastalıkların en fazla kalıcı hasarı bıraktığı yer sinir sistemidir. İlaç kullanımına dikkat edilmelidir.

Yetersizlik ve Engeli Önleme

Yetersizliği en az seviyede tutmak için eğitime önem verilmesi gerekir. Bu konuda toplum bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir.

Erken Tanı

Otistik çocukların önceden tahmin edilmesi zordur ve problemlerin büyük bölümü yetişkinlikte de devam eder. Otistik çocukların 2 yaşına kadar teşhis edilmeleri güçtür. Otizmde iki tür durumdan söz edilmektedir:

Birinci Durum

• Doğumdan itibaren yavaş ya da atipik gelişme,

• Motor ve zihinsel becerilerde gecikmeler-otistik davranış diye adlandırılan belirtilerin 8 ay gibi erken bir dönemde ortaya çıkmasıdır.

İkinci Durum

• Normal bir gelişimin 2. yılın ortası ya da sonuna doğru bozulmasıdır. İkinci tip çocuklarda, kazanılan beceriler gerilemekte ya da kaybolmaktadır. Gerileyen ya da kaybolan beceriler, özellikle dil ve konuşma becerilerinde kendini gösterir. Otizmde gelişme geriliği yerine gelişmede sapmalar, duraklamalar ve geriye dönüşler görülür.

DSM-IV Tanı Kriterleri

A. En az ikisi (1)'inci maddeden ve birer tanesi (2) ve (3)’üncü maddelerden olmak üzere (1), (2) ve (3)'üncü maddelerden toplam 6 (ya da daha fazla) maddenin bulunması:

1. Aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı ile kendini gösteren toplumsal (sosyal) etkileşimde niteliksel bozulma:

a) Toplumsal etkileşim sağlamak için yapılan el-kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifadesi, göz göze gelme gibi birçok sözel olmayan davranışta belirgin bir bozulmanın olması.

b) Yaşıtlarıyla gelişimsel düzeyine uygun ilişkiler geliştirememe.

c) Diğer insanlarla eğlenme, ilgilerini ya da başarılarını kendiliğinden paylaşma arayışı içinde olmama (örneğin, ilgilendiği nesneleri göstermeme, getirmeme ya da belirtmeme).

d) Toplumsal ya da duygusal karşılıklar vermeme.

ÜNİTE-9
YAYGIN GELİŞİM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARIN

EĞİTİMLERİ:

Zihin gelişiminin en hızlı olduğu dönem, yaşamın ilk beş yılına kadar olan dönemdir. Bu gelişimsel özellik çocukların öğrenme yeteneğini doğrudan etkilemektedir. Çocuklar tüm yaşamları boyunca öğrenebildiklerinden daha fazlasını ilk beş yaşına kadar olan dönemde öğrenirler. Bu yüzden tanının önce konması ve eğitime başlanması; çocuğun öz bakım becerilerini geliştirmesi, toplum içinde yer alması ve eğitimine örgün eğitim sistemi içinde devam etmesi bakımından önem taşır. Yaygın gelişimsel bozukluk yaşam boyu devam eden bir durumdur. Fakat çocuğun toplumla kaynaşması, aile ve sosyal yaşama uyum sağlaması, okulda kaynaştırma programına katılması, bağımsız yaşam becerilerini geliştirmesi çocuğun bağımsız yaşayabilmesi için önemli gelişmelerdir.

Eşleme Becerileri

Yaygın gelişimsel bozukluğu olan bireyler dikkatlerini yoğunlaştırma ve farklı uyaranları ayırt etmede güçlük çekmektedirler. Bu nedenlerden dolayı nesnelerin adlarını ya da nesneleri isteme becerisini öğretmeden önce, bu nesneleri sınıflama ve eşleme becerileri öğretilmelidir.

Öğretim sırası şu şekildedir:

• Aynı özellikteki nesneleri eşleme,

• Aynı özellikteki resimleri eşleme,

• Nesne-resim eşleme,

• Renk eşleme,

• Şekil eşlemedir.

Taklit Becerileri

Taklit becerileri sosyal öğrenme için gerekli bir araçtır. Erken dönem taklit becerileri dil, konuşma ve iletişim için gerekliliktir. Otistik çocuklar, normal yaşıtlarına göre sınırlı taklit davranışı göstermektedir. Bu çocuklar taklit problemlerinden dolayı sosyal ilişki kurma ve bu sosyal ilişkiler içinde öğrenmede zorlanırlar.

Yönerge Takip Becerileri:
Yaygın gelişimsel bozukluğu olan bireylerde yönerge takip becerilerinin
öğretim sürecinde kullanılan yönergeler, bireyin alıcı dil seviyesine uygun, açık, net
ve anlaşılır olmalıdır. Öğretim belirli bir sıraya göre yapılmalıdır.

Görsel Destek Kullanımı

Yaygın gelişimsel bozukluğu olan bireyler görme duyusunu öne çıkaran materyallere dikkatini daha kolay yoğunlaştırabilir. Bu da bireyin görsel araçlarla daha kolay öğrenmesini sağlamaktadır.

Alıcı Dil Becerileri:

Otistik çocukların yaşadığı en belirgin problemler sosyal gelişimleri ve dil gelişimleri ile ilgilidir. Bu çocukların dille ilgili beceri kazanmaları için öncelikle uygun oturma, göz kontağı kurma, hareket taklitleri yapma becerileri kazanmış olmaları ve bu becerileri değişik ortamlara genelleştirmiş olmaları gerekir. Otistik çocukların iletişim ile ilgili yaşadığı sorunlar kendiliğinden konuşmanın olmamasından ve konuşmayı iletişim aracı olarak kullanamamalarından kaynaklanır. Otistik çocukların konuşulanları anlamada sorun yaşarlar.

İfade Edici Dil Becerileri

Otistik çocukların ifade edici dili kazanma ve kullanmada güçlükler yaşarlar. Bu çocuklarda konuşma hiç gelişmemiştir ya da gecikme söz konusudur. Konuşabilen otistik çocukların başkalarıyla konuşmayı başlatma ya da sürdürme becerilerinde belirgin sorunlar vardır. Konuşmayı gerçekleştirebilen otistik çocukların konuşma hızı, tonlaması, sıklığı, ritmi ve vurgusunda sorunlar olabilmektedir. Amaca yönelik olmayan, sık tekrarlanan konuşma da görülmektedir. Bu çocuklar dil bilgisi kurallarını öğrenmede çoğu kez güçlükler yaşarlar. Zamirleri anlamada güçlük çekerler.



Oyun ve Müzik Becerileri

Oyun, yaşamın her devresinde var olan bir etkinliktir. Bunun yanında yaşamın ilk yıllarında çocuğun içinde yaşadığı dünyayı tanıması, mutluluk, kaygı, sevinç gibi duygularını ifade edebilmesi için en uygun kendini ifade şeklidir. Oyun içinde çocuklar keşfetmeyi, yaşamda gördükleri modelleri taklit etmeyi ve becerilerini geliştirmeyi öğrenirler.

Öz Bakım Becerileri

Otistik çocukların, gereksinimlerini kendi kendilerine karşılayabilir hâle gelmeleri çok önemlidir. Bunun için çocuğun özelliklerine göre uygun becerilerin seçilerek erken dönemlerden itibaren öğretilmesi gerekir. Öz bakım becerileri tuvalet eğitimi, giyinme-soyunma, beslenme ve vücut temizliği ile ilgili beceriler olarak adlandırılır. Bu becerilerin öğretilmesinde temel amaç, çocuğun kendisi için önemli becerileri kazanarak, bağımsız hareket edebilmesini sağlamaktır.

Günlük Yaşam Becerileri

Günlük yaşam becerileri çeşitli ev araç gereçlerinin kullanımı, ev temizliği ve düzeni, giysilerin bakımı, mutfak becerileri gibi bağımsız yaşamayı içeren becerileri kapsamaktadır. Çalışma yerinin öğretilecek beceriye uygun seçilmesi öğrenmeyi kolaylaştıracaktır. Çalışmaların tamamen doğal ortamlarda yapılmasına dikkat edilmelidir.

Motor Beceriler

Otistik çocukların motor gelişimleri, normal yaşıtları ile farklılık göstermemektedir. Birçok beceriyi normal yaşıtlarıyla aynı gelişim dönemlerinde kazanırlar. Fakat çevrelerine karşı ilgisizlikleri nedeniyle bu becerileri normal yaşıtlarından daha geç kazanırlar. Otistik çocukların bazıları yürümede geç kalabilmekte ve büyük motor becerilerinde sorunlar görülebilir. Bazıları koşma ve tırmanmada oldukça hızlı davranışlarda bulunabilmektedir.

Sosyal Beceriler

Otistik çocukların sosyal özellikleri; fiziksel temastan kaçınma, özellikle erken yaşlarda göz kontağı kurmama, gülümsendiği zaman gülümseme ile karşılık vermeme, vücut dili, mimikler ve yüz ifadelerini anlamlandıramama, çevredeki insanlara karşı ilgisizlik, sosyal kural ve gelenekleri anlamama, oyun becerisindeki yetersizlikler şeklindedir.

Okuma Yazma

Okuma ve yazmaya hazır olma, çocukların yaşından çok bireysel gelişim özellikleri ile ilgilidir. Yetersizliği olmayan çocuklarda okuma ve yazmaya hazır olma genellikle 6 yaş gibi dönemdedir. Yetersizliği olan çocuklarda ise yetersizliğin derecesine ve bireysel özelliklere göre ileri yaşlara kadar gecikebilmektedir. Okuma konusundaki hazır bulunuşluk düzeyi gelişim alanlarındaki olgunlaşmaya bağlıdır. Okuma ve yazma becerisinin kazandırılması çocuğun zihinsel, sosyal, duygusal ve fiziksel yönden uygun gelişim basamağına ulaşması ile mümkün olur. Otistik çocuğun okuma ve yazmayı öğrenmesi kendine güveninin artmasına ve buna bağlı olarak sosyalleşmesine katkı sağlar.

Matematik

Otistik çocuklar, diğer öğretimlerde olduğu gibi matematikte de yönlendirmeye, olumlu desteklenmeye, sürekli ve sistemli bir eğitime gereksinim duyarlar. Matematik öğretiminde otistik çocukların günlük yaşamlarını kolaylaştırıcı ve karşılaştıkları çeşitli sorunları çözmede kullanabilecekleri kavram ve becerilerin öğretilmesi amaçlanmalıdır.



ÜNİTE-10

Zihinsel engelli çocuklar özel eğitime muhtaç bireyler içinde önemli bir
çoğunluğu oluşturmaktadır. “Zihin engeli”, “zekâ geriliği”, “zihinsel yetersizlik”,
“zihinsel engellilik”,“zihinsel öğrenme yetersizliği” gibi değişik terimler zihinsel
faaliyetlerde problem yaşayan çocukları tanımlama için günümüze kadar kullanılan
terimlerdir.


GENEL TANIMLAR
Zihinsel Engel:
1930'lu yıllarda tıp doktorlarından oluşan bir grup, zihinsel engelliliği
"gelişimin belli alanlarında ve çeşitli derecelerde yetersizlik sonucu çevreye uyum
sağlama ve bağımsız olarak yaşamı sürdürmede yetersizlik " olarak tanımlamıştır.
Treldgold, zihinsel engelliliği; "zihinsel bozukluk" terimini kullanarak
bireyin zihinsel gelişiminde çeşitli tür ve derecedeki eksikliklerin, yaşıtlarının
bulunduğu çevreye, başkalarının yönetimi, denetimi ve yardımından bağımsız
olarak uyum sağlama yetersizliği olarak tanımlamıştır.


Doll, 1940’lı yıllarda zihinsel engelliliği altı ölçüt sıralayarak tanımlamıştır:
• Zihinsel olarak normalin altında olma
• Bunun nedeni olarak sosyal yetersizlik
• Gelişimde duraksamaların ve kesikliklerin olması
• Doğuştan ya da çocukluktan zihinsel gerilik
• Olgunlaşmanın gecikmesi
• Kalıtsal nedenlerin ya da hastalıkların bir sonucu olarak yapısal
kaynaklı zihinsel gerilik
• Kalıcı ve iyileştirilemez bir durumun bulunması.

Eğitilebilir çocuklar ilkokul programında zihinsel engellilik durumu;
"Doğumdan önce, doğum sırasında ve doğumdan sonraki gelişim sürecinde, çeşitli
nedenlerle zihin, psiko - devimsel, sosyal olgunluk, gelişim ve fonksiyonlarda
devam eden yavaşlama, duraklama ve gerileme sonucu olarak yaşıtlarından dörtte
bir ve daha yüksek oranda gerilik oluşturan sürekli bir durumdur." şeklinde
tanımlanmaktadır.
AAMR (American Assocation Mental Retardation); zihinsel engelliliği yeni
tanımlama ve sınıflandırma sistemini yayımladığı dokuzuncu kitapçığında, zihinsel
yetersizliği şu şekilde tanımlamıştır
:
Zihinsel engellilik, zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyumsal
davranışlarda kendini gösteren uyumsal davranışların her ikisinde görülen anlamlı
sınırlılıklardır. Bu yetersizlik 18 yaşından önce başlar.
AAMR'nin tanımında belirtilen uyumsal davranış alanları şu şekildedir:
• İletişim
• Özbakım
• Ev yaşamı
• Sosyal beceriler
• Toplumsal yararlılıklar
• Kendini yönetme
• Sağlık ve güvenlik
• Akademik işlevler
• Boş zamanları değerlendirme
• İş yaşamıdır.
AAMR zihinsel engelliliği üç öge ile açıklamaya çalışmıştır.
• Genel zihinsel faaliyetlerde normal altı olma durumu
• Uyumsal davranışlarda yetersizlik
• Gelişim dönemi içerisinde görülen sınırlılıklardır.

Zihinsel Faaliyetlerde Normal Altı:
En yaygın olarak kullanılan geçerlik ve güvenirliği, en azından diğer zekâ
ölçeklerine göre daha yüksek olan, standardize edilmiş iki tane zekâ ölçeği
bulunmaktadır
. Bunlar, Stanford-Binet Zekâ Ölçeği ve Wechsler Çocuklar İçin Zekâ
Ölçeğidir. Her iki ölçekte de ortalama zekâ bölümü (ZB) puanı (*) 100'dür.
Stanford - Binet Zekâ Ölçeği: İki yaşından, yetişkinliğe kadar uzanan yaş
düzeylerini temsil eden soru maddelerinden meydana gelmektedir.



Uyumsal Davranışlarda Yetersizlik
Bireyin çevresinin istek ya da beklentilerine yanıt vermesi uyumsal
davranışlar olarak tanımlanır. Buna göre, uyumsal davranışların olgunlaşma,
öğrenme ve sosyal uyum olmak üzere üç başlığı bulunmaktadır.
Olgunlaşma,
doğrudan fizyolojik değişikliklerin sonucu olarak meydana gelen davranış
değişiklikleri olarak tanımlanır.


Vineland sosyal olgunluk ölçeği (VSMS)
Ölçekte sosyal yeterlilik sekiz alanda (genel özbakım, yemek yeme,
giyinme, bağımsız hareket, iş, iletişim, öz yönetim ve sosyalleşme) değerlendirilir.

Gelişim Dönemi
Gelişim dönemi, zihinsel gelişimin meydana geldiği dönemdir. Buna göre
18 yaşından önce zihinsel yetersizlik durumu göstermeyen, ancak geçirdiği bir kaza
ya da ruhsal bozukluk sonucunda zihinsel yetersizlik gösteren yetişkinler zihinsel
yetersizlik tanımının kapsamına girmez. Zihinsel engellilik, olması gereken becerilerde önemli sınırlılıklar göstermekledir.



ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN SINIFLANDIRMASI:
Zihinsel engelli çocuklar eğitim gereksinimlerine göre sı nıflandırılır. Zihinsel
engelli çocukların neyi öğrenip neyi öğrenemeyeceklerine, ne derecede
öğreneceklerine cevap aranır. Gruplamada zekâ bölümü puanları kullanılır.

Zihinsel engelli olan çocuklar zekâ düzeyleri dikkate alınarak hafif,
orta, ağır ve çok ağır olarak sınıflandırılır:
• Hafif derecede zihinsel engelliler
• Orta derecede zihinsel engelliler
• Ağır derecede zihinsel engelliler
• İleri derecede zihinsel engelliler



Hafif Derecede Zihinsel Engelliler
Zekâ bölümü puanı 50 -55 ile 70 arasındadır. Çocuğun eğitim dönemi
içerisinde, sınırlı seviyede destek eğitim hizmetleri ve özel düzenlemelerine ihtiyacı
olması durumudur.

Tedbirler alındığı takdirde normal okullar ve sınıflarda eğitim öğretimlerini
sürdürebilirler. İlköğretim ikinci kademe veya ortaöğretimde özel destekler
sağlanarak öğrenim yapabilirler.
Hafif derecede zihinsel engeli olan çocukların pek çoğunun okula
başlayana kadar farkına varılamaz. Bu çocukların ancak ileri sınıflarda farkına
varılırlar.
• Kendi bakımlarını yapabilirler.
• Bulunduğu şehir içerisinde bir yerden bir yere gidebilirler.
• Kendilerini rahatlıkla ifade edebilirler.
• Basit yemekleri yapabilirler.
• Günlük ev işlerini yapabilirler.

Orta Derecede Zihinsel Engelliler
Dil gelişimi, sosyal ve duygusal alanlarda gecikmenin olması, davranış
problemlerinin görülmesi, temel okuma -yazma ve sayma becerilerinde
problemlerin görülmesi sonucu ortaya çıkar. Zekâ bölümü puanı 35 -40 ile 50 -55
arasındadır.

Bu engel grubunun genel özellikleri şunlardır:
• Bağımsız yemek yiyebilirler.
• Sözcükleri tanıyabilirler.
• Basit metinleri okuyabilirler.
• Basit alışveriş yapabilirler.

Ağır Derecede Zihinsel Engelliler
Dil ve konuşma güçlüğü olan, sosyal, duygusal ve davranış problemleri
olan temel özbakım becerilerinde ciddi problemler yaşayan gruptur. Zeka bölümü
puanı 20 -11 25 ile 35 -40 arasındadır. Algısal yetenekleri çok zayıftır. Sözel
yönergeleri anlamada güçlük çekerler. Bakımları için sürekli birisine ihtiyaç
duyarlar.
Bu engel grubunun genel özellikleri şunlardır:
• Özellikle yaşamın ilk yıllarında çok çabuk fark edilirler.
• Ağır düzeyde zihinsel yetersizliğe sahip bireyler sürekli olarak kontrol

İleri Derecede Zihinsel Engelliler
Zekâ bölümü puanı 20-25’in altında olan gruptur. Tam bir denetim gereklidir.
Kendilerine bakamazlar. Yetişkinlik çağında tahmini zekâ yaşları 3 yıl 8 ay ya da
daha aşağısı olmaktadır. Sinirsel özre sahip olma olasılıkları yüksektir. Birçoğu
hareket edemez. Sıklıkla birden fazla engelleri vardır. Ölüm oranları yüksektir.
Bütünüyle gözetimi gerektirirler.



Eğitilebilir Zihinsel Engelliler
Zekâ bölümü, çeşitli ölçeklere göre 45 ile 75 arasında olan bireylerdir.
Bu engel grubunun genel özellikleri şunlardır:
• Okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri
öğrenebilirler.
• Dikkat süreleri sınırlıdır.
• Motor gelişimleri normal gelişim gösteren akranlarına yakındır.
• Sözel yönergeleri anlarlar.
• Sosyal uyumda sınırlı derecede güçlük yaşarlar.
Öğ retilebilir Zihinsel Engelliler
Zekâ bölümü, çeşitli ölçeklere göre 25 ile 44 arasında olan bireylerdir.
Aldıkları eğitimle günlük yaşam becerilerini, öz bakım becerilerini ve sosyal
davranışları öğrenebilecek olan zihinsel engelli bireyleri kapsamaktadır.
Klinik Bakıma Muhtaç Çocuklar
Zekâ bölümü, çeşitli ölçeklere göre 0 ile 25 arasında olan bireylerdir.
Hayata kesinlikle uyum sağlamayan ve sağlık kurumlarında devamlı bakıma
muhtaç olan zihinsel engelli bireyleri kapsar.




“Fonksiyonlara Göre Uluslararası
Sınıflama Sistemi (ICF)” kullanmıştır. ICF normlarına göre;


• Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireylerin 50-69,
• Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireylerin 35-49,
• Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireylerin 20-34,
• Çok ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireylerin 0-19, zekâ
bölümüne sahip olması gerekmektedir.


Dil Gelişimi Özellikleri
Zihinsel engelli çocukların dil ve konuşma gelişimleri normal akranlarına
benzer aşamaları izler. Konuşmayı normal akranları gibi öğrenirler, ancak zihinsel
yetersizliğe bağlı olarak konuşmaları daha geç gelişmekte ve daha fazla konuşma
bozukluğu göstermektedirler. Zihinsel yetersizlik arttıkça dil ve konuşmada
yaşanan sorunlar da artmaktadır


Sosyal Özellikleri

Zihinsel engelli olan çocuklar normal yaşıtlarına göre daha fazla sosyal ve duygusal problemler yaşarlar. Bu çocukların zihinsel gelişimlerinin geri olması nedeniyle sosyal becerilerindeki yetersizlikleri ve diğer insanların onlara yönelik olumsuz tavırları, bu duruma neden olan temel etkenlerdir. Yaşıtlarından kabul gördüklerinde hafif derecede zihinsel yetersizliğe sahip çocuklar onlarla bir arada olup kolayca anlaşabilirler.

Zihinsel engelli çocukların kısaca sosyal özellikleri şunlardır:

• Genellikle fiziki görünüşlerinde, giyimlerinde farklılıklar gösterirler.

• Nezaket ve görgü kurallarına uymada gerilik ve zorluk gösterirler. Hangi davranışların uyumlu olduğunu öğrenmesi için uygun yaşantılardan geçmesi gerekir.

Fiziksel Özellikleri

Zihinsel engeli olan çocukların fiziksel görünümleri ve sağlık durumları, özrün derecesine göre değişmektedir. Hafif derecede zihinsel engelli olan çocukların görünüş ve motor becerileri genelde normal yaşıtlarından farklı değildir. Orta/ağır derecede zihinsel yetersizliği olan çocuklarda ise durum biraz farklılık gösterebilir. Down-Sendromlu çocuklarda ortak fiziksel özellikler mevcuttur. Kulak, baş, göz, parmak yapısı ve kasların zayıflığı gibi ayırıcı özellikler bulunur.

ZİHİNSEL ENGELLİLİK NEDENLERİ

Hafif derece zihinsel engelli olan bireylerin %58-78’inde, ileri derece zihinsel engelli olan bireylerin %23-43’ünde şimdiki tanı araştırmaları ile bir neden gösterilememektedir. Zihinsel engelli olan bireylerin yaklaşık %35’inde genetik bir neden gösterilir. %10’nundan daha azında bilinmeyen orijinli bir malformasyon sendromu tanımlanabilir.

Doğum Öncesi Nedenler

Doğum öncesi dönem, annenin sağlık durumunu ve bebeği kapsar. Doğum öncesi dönemde; hamilelik sırasında kullanılan ilaçlar bebeğin sinir sisteminde hasara yol açarak zihinsel engelliğe yol açar. Kısaca doğum öncesi nedenler şunlardır:

• Annenin hamileyken geçirdiği ateşli ve bulaşıcı hastalıklar

• Annenin hamileyken doktor tavsiyesi olmadan kullandığı ilaçlar

• Annenin hamileyken yetersiz ve dengesiz beslenmesi

• Annenin hamileyken sigara ve alkol kullanması

• Akraba evliliği

• Ailede zihinsel engelli bireylerin bulunması

• Zeka engeline neden olan hastalıklar (Down Sendromu, Fenilketenuri, Beyin Felci, Hidrosefali, Mikrosefali gibi)

Doğum Anı Nedenler

Doğumun nasıl gerçekleştiği ile ilgilidir. Doğum için hazırlık önemlidir. Annenin biyolojik ve psikolojik hazırlığı, çevrenin hazırlığı bu aşamada çok önemlidir.

Kısaca doğum anı nedenler şunlardır:

• Erken veya geç doğum,

• Annenin doğum yapmaya biyolojik olarak uygun olmaması,

• Doğumun güç olması nedeniyle yapılan müdahaleler,

• Doğum sırasında çocuğun beynine zarar verecek kazalar ve kanamalar.

Doğum Sonrası Nedenler

Doğumdan sonraki gelişim dönemleri içerisinde, bebeklik ve çocukluk çağı daha kritik bir dönemdir. Bunun dışında yaşam boyu etkenlerde bireylerde zihinsel engele neden olur. Bebeğin geçirebileceği hastalıklar, kazalar, diğer bazı etkenler zihinsel engele yol açabilir.

Kısaca doğum sonrası nedenler şunlardır:

• Çocuğun beynine zarar verecek kazalar veya kanamalar

• Sosyo-ekonomik, kültürel ve çevresel nedenler ( Çocuğun yetersiz beslenmesi, uyarıcı eksikliği, ev ortamının çocuğun oynaması ve çevreyi keşfetmesi için uygun olmaması da hafif derecede zihinsel engele neden olabilmektedir)

• Bulaşıcı ve ateşli hastalıklar.



ÜNİTE-11

Zihinsel öğrenme yetersizliği, zihinsel gelişim yetersizliğinden dolayı,
bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi
durumudur.
Sosyal davranışlar çocuğun içinde
bulunduğu gelişimsel döneme ve içinde yaşadığı topluma bağlı olarak
değişmektedir.




Ağır düzeyde öğrenme yetersizliği olan çocuklar ise daha önce fark edilebilirler.

Annenin hamileliği esnasında x ışınına maruz kalması bebekte zihinsel
yetersizliğe neden olabilir. Hamileliğin ilk üç ay döneminde annenin kaba kulak,
kızamıkçık, sarılık gibi hastalıklar geçirmesi çocukta zihinsel yetersizliğe neden
olmaktadır. Annenin hamileliği sırasında ilaç, alkol kullanması ve sigara içmesi
zihinsel engele neden olabilir.





ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN TANILANMASI

Bu ekipte genellikle, okul psikoloğu, sınıf öğretmeni ve bir okul yöneticisi
bulunur. Çocuğun gereksinimine bağlı olarak sosyal çalışmacı, konuşma terapisti,
fizyoterapist, beden eğitim öğretmeni, okul danışmanı ve hemşire bulunabilir.
Disiplinler arası ekibin çok önemli iki işlevi vardır. Birincisi çocuk bir özel eğitim
programına yerleştirilmeden önce zihinsel engel ölçütlerini karşılayıp
karşılamadığına yani zihinsel yetersizlik gösterip göstermediğine karar vermek,
ikincisi ise uygun eğitim programı geliştirmek ve uygulayabilmek için çocuğun
eğitsel gereksinimlerini belirlemektir.




EĞİTSEL DEĞERLENDİRME AŞAMALARI:

1.TARAMA 2.KABA DEĞERLENDİRME 3.AYRINTILI DEĞERLENDİRME

4.İLERLEMELERİ DEĞERLENDİRME

EĞİTİM ORTAMINA YERLEŞTİRME:Bireysel eğitim programı geliştirme birimi

Eğitsel amaçla bireyin tüm gelişim ve disiplin alanlarındaki özelliklerinin
belirlenerek değerlendirilmesi eğitsel tanılama sürecidir.


Eğitsel Tanılama Hizmetlerinde Sorumluluklar

Teşhisin doğruluk ve yanlışlığı sürekli incelemelerle kontrol edilmeli ve sonuç daima
değişikliğe açık tutulmalıdır.


Eğitsel tanılama tıbbi ve psikometrik veriler dikkate alınarak yetersizliğin
eğitim sürecini etkilemesi olasılığının belirlenmesi ve bireyin dil, bilişsel, duygusal,
sosyal ve motor beceri düzeylerine ilişkin bilgilerin toplanarak bir karara varılması
sürecidir.

Akademik Performans

İlk belirleme, sınıf öğretmeleri ile okul rehberlik servislerinin birlikte
çalışmasını gerektirir. Genel eğitim sınıflarında engelli ya da risk durumunda
olduğundan şüphe edilen öğrencileri belirlemek, bu öğrencilere sınıf içinde eğitsel
destek sağlamak için ön koşuldur ve oldukça önemlidir. Bu nedenle öğrencilerin
daha sonra kendilerine sağlanacak eğitsel destekten yararlanabilmeleri için ilk
belirleme sürecinin olabildiğince çabuk gerçekleştirilmesi gerekmektedir.



Sosyal -Duygusal

• Anne –baba görüşmeleri
• Öğretmen görüşmeleri
• Gözlem
• Öğrencilerle görüşme
Motor Beceriler
• Standart testler
• • Kontrol listeleri
• Gözlem
• Olay kaydı
Ölçüt bağımlı testler

• Kontrol listeleri
• Gözlem
• Olay kaydı
İletişim Durumu
• Standartlaştırılmış alıcı/ifade edici dil testi
• Yapılandırılmamış karşılıklı konuşma
• İşaret/sözel becerilerin gözlemi
• İşitsel süreç(gelişimsel-tıbbi geçmiş)
• Odyometrik değerlendirme
İşitme
• Odyolojik inceleme
• Öğretmen görüşmesi
• Aile görüşmesi
Görme
• Optometrik inceleme
• Snellen tarama testi
• Klinik gözlem
• Öğretmen görüşmesi
• Aile görüşmesi
Fiziksel
• Fiziksel muayene
• Tıbbi geçmiş

AİLE BAŞVURUSU İLE GELEN DANIŞAN İÇİN UYGULAMA
BASAMAKLARI
Eğitsel değerlendirme ve tanılama için Rehberlik ve Araştırma
Merkezlerine başvurular iki türlü yapılır:

1. Okul/kurumun yazılı başvurusu,
2. Bireyin kendisi ya da velinin yazılı başvurusu. Bireyin kendisi ya da velinin yazılı başvurusu sonrasında uygulama basamakları şu şekildedir:
• İncelenmek üzere başvuran bireyin velisiyle mevcut Veli Görüşm Formu doldurulur. Görüşme ebeveynlerden en az biri, mümkünse
her ikisi ile yapılmalıdır. Bireyin ebeveynlerinin olmadığı durumlarda
görüşme, bireyin velisi ya da bakmakla yükümlü olan kişi ile yapılabilir.
• Veliden alınan bilgiler ve varsa bireyin durumunu belirten raporlar incelenerek “Uygulama Planı” hazırlanır.

KONTROLE GELEN BİREY İÇİN UYGULAMA
BASAMAKLARI:

Özel eğitim gereksinimli bireylerin izlenmesi belirli aralıklarla yapılmalı ve gerek duyulduğu takdirde uygulanmakta olan eğitim programında değişikliğe gidilmeli ya da yeni eğitim programları geliştirilmelidir. Kontrole gelen birey için uygulama basamakları şu şekildedir:

• Bireyin eğitsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere devam ettiği kurum tarafından gönderilen (o ana kadar yapılan çalışmalar ve bireyin geldiği düzeyi belirten) rapor incelenir.

• Gelen rapor doğrultusunda bireyin hangi alanlarda incelenmesi gerektiği ile ilgili RAM tarafından “Uygulama Planı” hazırlanır.

BİR EĞİTİM KURUMUNDAN YÖNLENDİRİLEN ÖĞRENCİ İÇİN UYGULAMA

BASAMAKLARI Özel Eğitimde Değerlendirme, genel olarak çocukla ilgili sorunların (Akademik, davranışsal ya da fiziksel) belirlenip incelenmesi ve bireyle ilgili eğitimsel kararlar alınması amacıyla veri toplama sürecidir. Çocukları psikolojik ve eğitsel olarak değerlendirmenin en önemli nedeni, onların akranlarının gösterdiği akademik performansı sergileyemiyor olmalarıdır. Bir başka önemli neden de bu çocukların eğitim ortamlarında gösterdikleri davranış sorunlarıdır. (Yıkıcı, saldırgan davranışlar veya çekingenlik ve grupla çalışmama davranışlrı.) Ayrıca bu çocukların bir kısmının sahip olduğu bedensel sorunlar da değerlendirme nedenleri arasında sayılmaktadır. Bir eğitim kurumundan yönlendirilen öğrenci için uygulama basamakları şu şekildedir:

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME

Özel Eğitimde Değerlendirme, genel olarak çocukla ilgili sorunların (Akademik, davranışsal ya da fiziksel) belirlenip incelenmesi ve bireyle ilgili eğitimsel kararlar alınması amacıyla veri toplama sürecidir. Çocukları psikolojik ve eğitsel olarak değerlendirmenin en önemli nedeni, onların akranlarının gösterdiği akademik performansı sergileyemiyor olmalarıdır. Bir başka önemli neden de bu çocukların eğitim ortamlarında gösterdikleri davranış sorunlarıdır. Değerlendirme bir öğrencinin mevcut eğitimsel performansının profilini ortaya çıkarma, bireysel gereksinimlerinin neler olduğunu anlama, özel eğitime gereksinimi olup olmadığına karar verme, bireyselleştirilmiş eğitim programını planlama, uygun özel eğitim hizmetleri ve destek hizmetleri sağlama gibi öğrenci için düzenlenen programın her aşamasında kullanılır.

Bunlar aşağıda kısaca açıklanmıştır:

Görüşme

Uygun gözlem yeteneğine sahip olan insanlara soru sorularak yapılan bir süreçtir. Bu süreçte ya belli sorularla bilgisine başvurulan kişinin limitli seçenekler içerisinde cevap vermesi istenir ya da görüşmeler daha açık uçludur ve detaylı bilgi almak veya belli bir bilgiyi genişletmek üzere sorular sorulur. Genellikle çocuğun ailesiyle yapılan görüşmeler bu kapsamda değerlendirilebilir.

Gözlem

Bir kişinin izlenmesi ve dinlenmesi sonucu olan olayların kaydedilmesi sürecidir. Gözlemler yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ve doğal ortamlarda yürütülebilir. Bu stratejilerden hangisinin kullanılacağı tamamen değerlendirmenin amacına göre belirlenir.

Test

Testler gözlem ve görüşmeye göre çocukların kendi yetersizliklerini kabullenmelerine yardımcı olacak unsurlar barındırmadığından daha az kullanışlı olmasına rağmen bilgi toplama konusunda en tanınmış yöntemdir. Testler standartlaştırılmış testler ve standartlaştırılmamış testler diye kabaca ikiye ayrılabilir. IQ testleri, başarı testleri, gelişim testleri, müfredat referanslı testler standartlaştırılmış testlerdir. Rehberlik ve araştırma merkezleri özel gereksinimi olan çocukların tanılanmasında standartlaştırılmış testlerden yararlanmaktadırlar. Özellikle zihin engelli çocukların tanılanmasında kullanılan Stanford-Binet Zekâ Ölçeği, Wechsler (WISC_R) Çocuklar İçin Zekâ Ölçeği (ABS) standartlaştırılmış ölçme araçlarıdır.

Zedelenmeyi Önleme

Zedelenmeyi önlemek için doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğum sonrasında birtakım önlemler almak gerekir.

Doğum öncesi

Doğum öncesinde alınması gereken önlemler hamilelik süresini sağlıklı ve kontrollü geçirme ve kalıtım durumlarını önleme olarak nitelendirilebilir. Gebelik başlangıcında ve gebelikten hemen sonra bakım ve korunmaya önem verilmesi gerekir. Gebeliğin ilk 3 ayı boyunca olan dönem her bakımdan önemlidir. Anne, hamilelik sürecinde beden ve ruh sağlığına, beslenmesine dikkat etmelidir.

Doğum anı

Doğum öncesinde alınan önlemler doğum için hazırlık yapılmasını sağlar. Doğum yapacak anne adayının psikolojik, biyolojik ve çevresel hazırlığı önemlidir. Doğum yaparken sancıyı azaltmak için ilaç almamak gerektiğine dikkat edilmelidir. Doğum anında doğum yapılacak yerin temizliği, müdahalede bulunacak kişinin uzmanlığı, doğum anını ilgilendiren önemli bir olaydır. Doğum yaptıran kişinin işinin uzmanı olmasına önem verilmelidir. Bu belirtilen hususlar önemli kabul edilip gereken titizliğin de gösterilmesi çok önemlidir. Eğitimin bu konuda önemli olduğu unutulmamalıdır.

Doğum sonrası

Doğum sonrasındaki bebeklik ve çocukluk gelişim dönemlerindeki etkenler zihinsel yetersizliğe sebep olmaktadır. Bu durumlardan korunmak için bebeğin öncelikli olarak ateşli hastalıklardan korunması gerekir. Ateşli hastalıkların en çok kalıcı hasarı bıraktığı yer sinir sistemidir.

Yetersizlik ve Engeli Önleme

Sinir sisteminin herhangi bir yerinde meydana gelen olumsuzluktan dolayı yetersizlik oluşur. Yetersizliğin engele dönüşmemesi sosyal bir olgudur. Yetersizliği en az seviyede tutmak için eğitime çok önem verilmelidir.

Zedelenmeyi Aynı Seviyede Tutma

Zihinsel yetersizliğin korunmasıyla ilgili alınan önlemler zedelenmeyi aynı seviyede tutmada da yararlıdır. Zedelenmesi olan bireyin zihinsel yetersizliğini aynı seviyede tutmak için eğitim alması gerekir.

12.ÜNİTE

GİRİŞ

Günümüzde çocuğun eğitimine başlamak için belli bir yaşa gelmesi beklenmemektedir. Bebeklik dönemi gelişim sürecindeki en önemli dönem olduğundan, bebeğin problemi belirlenip tanısı konur konmaz eğitimine başlanması ile gelişimin temellerinin atılmış olacağı kabul edilmektedir.

ZİHİNSEL ENGELLİLERİN EĞİTİMLERİ

Zihinsel engelli çocukların öğrenmede gösterdiği farklılıklar; öğretimlerinde bazı kural ve yöntemlerin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Bu kural ve yöntemler kısaca şöyledir:

• Başarılı yaşantılar sağlama,

• Geriye bildirim (feed back) sağlama,

• Doğru yanıtları pekiştirme,

• Çocuğun yeterlik düzeylerinin değerlendirilmesi,

• Öğretilecek konu ya da davranışların analizi,

• Bilgilerin bir durumdan diğerine aktarılmasına yardımcı olma,

• Öğrenilenlerin yinelenmesini sağlama,

• Öğrenmeye güdüleme,

• Bir defada öğretilecek kavramların sayısını sınırlama.

Başarılı Yaşantılar Sağlama

Çocuğa başarabileceği görevler verilmeli, doğru yanıtlayabileceği sorular sorulmalıdır. Gerektiğinde görevi yerine getirmesine yardımcı olunmalı; sorulara ipucu vermek, seçenekleri azaltmak, soruyu yinelemek ya da açıklayarak basitleştirmek gibi yardımlarla doğru yanıtın bulunması kolaylaştırılmalıdır.

Geriye Bildirim (feed back) Sağlama

Çocuk, verdiği yanıtın doğru olup olmadığını bilmelidir.

Doğru Yanıtları Pekiştirme

Pekiştirme, zaman geçirmeden ve açık bir biçimde yapılmalıdır.

Çocuğun Yeterlik Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Eğer öğretilecek konu çocuk için çok basitse öğrenmek için yeterince gayret göstermeyecektir. Çok zorsa, başarısız yaşantılar edinecektir. Bu nedenle çocuğa öğretilecek konuların ve verilecek görevlerin onun düzeyine uygun olması gerekmektedir.

Öğretilecek Konu ya da Davranışların Analizi

Öğretilecek konular ya da davranışlar, özellikle zor ve karmaşık olanları, analiz edilerek birbirlerini izleyen alt konu ya da davranış basamaklarına ayrılmalı, daha sonra bu basamaklardaki konu ve davranışlar sırasıyla çocuğa öğretilmelidir. Böylece bir basamaktaki öğrenme diğerini kolaylaştıracaktır.

Bilgilerin Bir Durumdan Diğerine Aktarılmasına Yardımcı Olma

Bunun için aynı kavramların çeşitli durum ve ilişkileri içerisinde çocuğa öğretilmesi gerekmektedir.

Öğrenilenlerin Yinelenmesini Sağlama

Zihinsel engelli çocukların öğrendiklerini kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada çeşitli problemleri vardır. Bu nedenle öğrendikleri bir konuyu kısa bir süre sonra unutabilirler. Bu durumu önlemek için öğrenilen konu ya da davranışların zaman zaman tekrarı sağlanmalıdır.

Öğrenmeye Güdüleme

Pekiştirilmek ve başarılı olmak, birçok duyunun kullanılması, coşkulu ve ders sürelerinin yeterli uzunlukta olması, çocukları öğrenmeye güdüler.

Bir Defada Öğretilecek Kavramların Sayısını Sınırlama

Zihinsel engelli çocuklar bir defada pek çok kavramı öğrenemezler. Bu nedenle kavramlar çocuğa tek tek öğretilmelidir. Bir kavram iyice öğrenilmeden diğerine geçilmemelidir.

ÖZ BAKIM BECERİLERİ

Normal çocuklarda olduğu gibi özürlü çocukların da gereksinimlerini kendi kendilerine karşılayabilir hâle gelmeleri önemlidir. Çünkü normal bir çocuğun yaşamında erken başlayan özbakım becerilerinin gelişimi ebeveynlerden bağımsızlığın başlangıcını gösterir.

Yemek yeme, giyinme ve tuvalet yapma en temel özbakım becerileridir.

Elyüz yıkama, diş fırçalama, burun temizleme, banyo yapma ve banyo sonrası saç bakımı bu temel becerilerin kazandırılmasından sonra gelir. Bu becerilerin çoğu her gün yapılmasına rağmen bunların dışında çok çeşitli alt becerilerinin de öğrenilmesini gerektirir. Bunun sonunda tırnak bakımı, cilt bakımı ve özellikle jenital organlarının temizliği öğretilmesi gereken becerilerdir.

GÜNLÜK YAŞAM BECERİLERİ

Günlük yaşam becerileri çeşitli ev araç- gereçlerinin kullanımı, ev temizliği ve düzeni, giysilerin bakımı, mutfak becerileri gibi temel becerileri içermektedir.

Öğretime başlamadan önce, öğretilecek beceriyle ilgili araçların önceden belirlenip çalışma sırasında hazır bulundurulması ve araçların tam ve sağlam olması gerekir. Ayrıca kullanılacak araçların çocuğun bireysel gelişim özelliklerine uygun olmasına dikkat edilmelidir.

Dil, Konuşma ve Alternatif

Kendini ifade etme ve başkalarıyla iletişim kurma, yetersizliği olan çocukların en önemli ihtiyaçlarındandır. Çocuğun dili kullanmayı öğrenmesi gelişimin en önemli göstergelerinden biridir. Çünkü dil, belli kurallara dayalı semboller sistemidir. Konuşma ise dili kullanarak sözlü iletişim kurma yöntemidir. Çocukların, dile ait becerileri doğuştan getirdiği bilinmekle birlikte bu becerilerin çevresel faktörlerle geliştiği de bilinmektedir.

İletişim Becerileri

Çocuğun dil gelişimi izlendiğinde, dili anlama ve konuşmada belli aşamalar geçirdiği görülür. Yeni doğan döneminde (0-6 hafta) bebek refleksif sesler çıkartır. Bunlar, farklılaşmamış sesler olarak adlandırılmakta; amaçsız, anlamsız ve rastlantısal olarak çıkarılmaktadır. Bir süre sonra bu sesler farklılaşarak uyarıcıyla ilişkili olarak genellikle açlık ve rahatsızlık ağlamaları şeklinde değişikliğe uğrarlar. Gığıldama dönemi olarak belirlenen 6 hafta ile 3 ay arasında bebek ses oyunları ile ses üretiminden zevk aldığını belli eder. A-u-o gibi ünlülerin uzatılması ile s-k-g gibi yumuşak damak ve gırtlak seslerinin çıkarılması bu dönemin en belirgin özelliği sayılmaktadır.

Bilişsel Hazırlık Becerileri

Öğrenme olayı temelde zihinsel yeteneklere bağlı bir süreç olmakla beraber, bu yeteneklere paralel ya da zamanla kazanılan dikkat ve hatırlama yetenekleri de öğrenmede önemli rol oynamaktadır. Zihinsel öğrenme yetersizliği olan çocukların dikkati dağınıktır. Kısa süreli bellekteki bilgileri, uzun süreli belleğe aktarmada problemleri vardır. Ancak uzun süreli bellekte problemleri yoktur. Tam olarak öğrendikleri bilgiyi uzun süre unutmazlar. Zihinsel öğrenme yetersizliği olan çocukların kısa süreli bellekteki problemlerinin kaynağında, uygun öğrenme ya da transfer yöntemlerini kullanmada gösterdikleri yetersizlikler yer almaktadır.

Psikomotor Beceriler

Zihinsel öğrenme yetersizliği olan çocukların bedensel gelişimlerinin normal çocuklara göre yavaş olduğu, bedensel olarak daha zayıf ve güçsüz oldukları ve motor becerileri yönünden belirgin bir farklılık gösterdikleri bilinmektedir. Bunun bir nedeni de bu çocukların çevrelerinde gerekli hareket ve egzersiz ortamını yakalayamamış olmalarıdır.

Toplumsal Yaşam Becerileri

Zihinsel engelli olan çocuklar, gelişim özellikleri ve bireysel yeterlilikleri doğrultusunda birbirlerinden önemli farklılıklar göstermektedirler. Bu farklılıklar, onların toplum yaşamına hazırlanmalarında gerekli olan bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazanmalarında çevrelerindeki insanların yardımına daha fazla gereksinim duymaktadırlar.

Türkçe

Türkçe öğretiminin temel amaçlarından biri bireyin anlama ve anlatma gücünü geliştirmektir. Bu nedenle Türkçe dersinde anlama gücü, anlatma becerisi, görsel ve işitsel algı, dinleme ve okuma alışkanlığı, dil bilgisi ve yazım kurallarının kavratılması, Türkçenin sevdirilmesinin önemi büyüktür.

Görsel ve işitsel algı

Amaç ve davranışlar Türkçe dersi içinde verilmiş olmasına karşın, bu çalışmaları öğretmen bütün diğer dersler içine yayabilir ve geliştirebilir.

İlk okuma yazma

Öğretiminin genel amacı, çocuğa yaşamı boyunca kullanacağı okuma ve yazmanın temel becerilerini kazandırmaktır.

Dinleme

Konuşan kişinin vermek istediği sözel iletileri anlayabilme ve söz konusu uyarana karşı tepkide bulunabilme etkinliğidir. İşitme ve dinleme birbirinden farklı etkinliklerdir. İşitme, istek dışı gerçekleşirken dinleme, belli bir amaç doğrultusunda yapılmaktadır.

Konuşma

Dilin seslerle ifade biçimidir. İletişimi gerçekleştirmede, insanlar çeşitli yöntemler ve araçlar kullanabilirler. Bunlar içinde en yaygın kullanılan araç sözel dildir. Dil, aynı kültürü paylaşan insanların duygu ve düşüncelerini aktarmada kullandıkları ses ve işaretler bütünüdür

Matematik

Zihinsel engelli olan çocuklar, diğer derslerde olduğu gibi matematik dersinde de daha fazla yönlendirmeye, olumlu desteklenmeye, sürekli ve sistemli bir eğitime gereksinim duyarlar.

SOSYAL HAYAT

Zihinsel engelli çocuğa içinde bulunduğu doğal ve toplumsal çevre inceletilerek kendini tanıma, çevreyi ve çevrede meydana gelen olayları anlama, daha iyi yaşama yollarını bulma, çevredeki eşyaların yerlerini ve bunların nasıl kullanılacağını bilme, bireyin yakın çevresi ile ilgili günlük olaylara ilgi duyma, toplu yaşamın önemini kavrama, toplumun istediği davranışları gösterme, sağlıklı ve düzenli yaşama alışkanlıklarını kazanma gibi bireyin yaşadığı çevreyi daha iyi tanıması ve bu çevre ile uyumlu biçimde yaşayabilmesi için gerekli bilgi ve alışkanlıkların kazandırılmasına çalışılır.



ÜNİTE-13

Üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların erken fark edilmesi ve bu
çocukların var olan yeteneklerinin geliştirilmesine olanak sağlanması, eğitimciler
açısından son derece önemli olduğu kadar bir o kadar da zordur.

Bir çocuğun üstün zekâlı ve özel yetenekli olarak isimlendirilebilmesi için
üstün zekâlı ve özel yetenekli bireylerin olası bütün özelliklerine sahip olması
gerekmemektedir.
Yani her üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuk, bir diğer çocuktan
farklı özellik sergileyebilmektedir

Üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların erken yönlendirilme imkânı
bulabilmeleri için erken teşhis edilmeleri gerekmektedir.
Bu nedenle üstün zekâlı
ve özel yetenekli çocukların genel özelliklerinin iyi bilinmesi büyük yararlar
sağlamaktadır.

ÜSTÜN ZEKÂLI VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARI
TANILAMA VE SINIFLANDIRMA
Zekânın Sınıflandırılması
Zekâ, genellikle tek bir alanda veya tek bir beceri alanında belirgin bir
üstün özellik gösterme biçiminde anlaşılmaktadır. Ancak bu hatalı bir düşüncedir.
Çünkü zekâ; algılama, mantık, hafıza, öğrenme, düşünme gibi pek çok yetenek ve
becerinin birlikte kullanımı ile kendini göstermektedir.


Soyut zekâ
Bu zekâ türü, sembollerin kullanıldığı bir düşünme yeteneği olarak kabul
edilmektedir. Çocuklukta pek kendini göstermeyen bu zekâ türü, daha çok 12 yaş

civarında ve sonrasında ağırlıklı olarak kendini göstermeye başlamaktadır.
Gerçekte var olmayan veya var olanlar arasındaki ilişkilerle, zihnin soyutlama ve
genelleme gücüyle elde ettiği sembollerle uğraşmaktadır.


ÖRNEK: •Pi sayısı, türev, limit gibi sayılar, kavramlar somut olarak
yoktur. Bu anlamda matematik kavramlarını anlamak,
matematiksel işlemleri yapabilmek soyut zekâyı
kullanmayı gerektirir.

Mekanik (somut) zekâ
Bu zekâ türü, araç-gereç ve makineleri yapmada ve bunları kullanma
yeteneklerinde kendini göstermektedir.
Çocukluk yıllarında kendini göstermeye
başlayan bu zekâ türü bozulan bir oyuncağı tamir ederken, yapboz türü
oyuncaklarla uğraşırken yoğun biçimde kullanılmaktadır.

ÖRNEK: •Bu zekânın daha çok mühendislik, tamircilik, teknisyenlik,
uzman işçilik gibi mesleklerde bulunması gerekir.

Sosyal zekâ
Bu zekâ türü, toplumsal çevreye uyum sağlamada, insanlarla iyi ilişkiler
kurmada kendini daha fazla göstermektedir.
Sosyal zekâsı iyi olan bireyler
çevresinde sevilen, lider özellikleri olan, sivrilip insanları etkileyebilen bir konuma
gelebilmektedirler.

Toplumla sıkı ilişkiler içerisinde olan öğretmenlik, avukatlık,
politikacılık, pazarlamacılık gibi mesleklerde sosyal zekâ ön
plana çıkmaktadır.


**Zekâ İle İlgili Yaklaşımlar
Zekâ, bireylerin karşılaştığı sorunları çözerken veya çevreye uyum
sağlamaya çalışırken var olan tüm yetenek ve becerilerini kullanması ile ortaya


çıkan düzeydir. Yani bireyin düşünmesi, akıl yürütmesi, objektif gerçekleri
algılaması, gerçekleri yargılaması ve bunlardan sonuç çıkarma yeteneklerinin
tamamına zekâ denilmektedir.
Ancak farklı yaklaşımlar içerisinde zekânın birçok tanımı bulunmaktadır:
Psikometrik yaklaşıma göre zekâ; nicel, tek ve bütünleşik bir kavramdır.

Yaklaşıma göre zekâ değerlendirmesinin temeli, zekâ yaşı ve takvim yaşıdır.
Bunların belirlenmesi için de Standford-Binet Zekâ Testi kullanılmaktadır. Bu
yaklaşım zekânın iki boyutunu ele almaktadır. Bunlar sözel-dilsel zekâ ve
mantıksal-matematiksel zekâdır.

Gelişimsel yaklaşım zekâyı; bireyin değişik yaşlarda özümleme ve uyum
sağlama yoluyla çevreye uyum sağlayabilme gücü olarak ele alır.
Biyo-ekolojik yaklaşım; zekânın oluşumunda, bireylerin kalıtsal özelliklerini
ve içine doğduğu çevrenin birleşimi olduğunu savunur. Zekânın işleyişi biyolojik ve
çevresel etmenlerin ortak ilişkisidir.


Çoklu yaklaşımcılar zekâyı; dokuz zekâ alanı olarak kabul etmektedirler.
Bunlar aşağıdaki bölümde ayrıntılı olarak açıklanacaktır.


Çoklu Zekâ Uygulamaları
Sözel / dilsel zekâ
Bu zekâ türü dil becerileri, güzel okuyup konuşabilme, kelimeleri
kullanabilme ve yorumlama, şiir, mizah, hikâye, gramer, mecaz, soyut düşünme,
yazı yazma gibi karmaşık becerileri içeren bütün dil üretim yeteneklerini
içermektedir.
Bu zekâ türünün gelişmiş olduğu bireyler okuma, yazma, konuşma ve
tartışma gibi konularda başarılıdırlar ve yaratıcı yazım konularında normal
bireylere göre daha isteklidirler.


Mantıksal / matematiksel zekâ
Bu zekâ türü soyut kavramları anlama, problemleri mantık ve akıl
yürüterek çözme, grafik, şema ve şekillerle çalışmaktan hoşlanma, karmaşık
ilişkileri çözebilme, bilimsel araştırma yapabilme becerilerini içermektedir. Bu zekâ
türünün gelişmiş olduğu bireyler sonuca ulaşmaktan, nesneleri tanımlamaktan,
analiz etmekten ve matematik ve bilim gibi konularda problem çözmekten
hoşlanırlar.


**Müziksel / ritimsel zekâ

Bu zekâ türünün gelişmiş olduğu kişiler, müzik
aleti çalmaktan, şarkı söylemekten, şarkı bestelemekten ve bunları
seslendirmekten hoşlanırlar.


Bu zekâ türünün çok gelişmiş olduğu
bireyler, zihinlerinde resimler yaratır ve bunları çizerler, yaratıcılıkları, renkleri
kullanma ve harita okuma yetenekleri ile iyi bir hayal güçleri vardır ve zihinlerinde
nesneler tasarlamayı severler.




Görsel / uzamsal (mekânsal) zekâ: Bu zekâ türünün çok gelişmiş olduğu
bireyler, zihinlerinde resimler yaratır ve bunları çizerler, yaratıcılıkları, renkleri
kullanma ve harita okuma yetenekleri ile iyi bir hayal güçleri vardır ve zihinlerinde
nesneler tasarlamayı severler.




Bedensel / kinestetik zekâ
Bu zekâ türü bütün vücudu veya vücudun parçalarını etkili bir biçimde
kullanabilme becerilerini içermektedir. Bu zekâ türünün gelişmiş olduğu bireyler,
spor yapmayı, dans etmeyi severler, ellerini, vücudunu iyi kullanırlar ve zihin-beden
bağlantısı iyi bir şekilde kurarlar.
Kişiler arası / sosyal zekâ

Bu zekâ türü diğer bireylerle ortak çalışma yapabilme, yaşayabilme ve
iletişim kurabilme becerilerini içermektedir. Liderlik, ikna gücü, çok fazla arkadaş
sahibi olma, dinleme ve konuşmayı sevmek gibi belirgin özelliklere sahiptirler.
Bu
zekâ türü başkalarını anlayabilmek olarak da ifade edilebilmektedir.

Kişisel zekâ / benlik bilgisi: Bu zekâ türünün gelişmiş
olduğu kişiler, başkalarını anlama, konsantre olma ve ileri düzeyde düşünebilme
becerilerinde başarılı olmaktadırlar.




Doğa zekâsı
Bu zekâ türü doğayı ve doğada bulunan varlıkları inceleme, gözlemleme,
ilgi duyma, doğada olanları anlama, hoşlanma gibi becerileri içermektedir. Bu zekâ
türünün gelişmiş olduğu bireyler, izcilik-dağcılık etkinliklerinden, jeolojiden,
astronomiden, doğa müzelerinden, hayvanat bahçelerini gezmekten ve balık
tutmaktan haz duyarlar.

Varoluşsal zekâ

Bu zekâ türü, sonsuz ve sonsuz küçüklükte duyusal verilerin ötesindeki
soruların veya olguların üzerinde düşünme yeteneğini içermektedir
.
Bu zekâ türüne uygun kariyer veya meslek
gruplarına matematikçiler, fizikçiler, bilim adamları, evren bilimciler ve filozoflar
girmektedir.

ÜSTÜN ZEKÂLI VE ÖZEL YETENEKLİLER
Üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklarla ilgili çeşitli tanımlar
bulunmaktadır. Ortak veya evrensel bir tanımın yapılamamasından dolayı bu
bölümde üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklarla ilgili birkaç tanıma yer
verilmiştir.

Ülkemizde üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar 2006 yılında çıkarılan
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmenliği’nde; zekâ, yaratıcılık, sanat, spor, liderlik
kapasitesi ve akademik alanlarda akranlarına göre yüksek düzeyde performans
gösteren çocuklar olarak tanımlanmaktadır.




Özel Yetenekli Çocuklar
Bir veya birden fazla yetenek alanında ya da zekâ özelliklerinde
akranlarından çok üstün performans gösteren, özel bir gizilgücü olan, diğer
alanlarda da ortalama düzeyde özelliklere sahip çocuklara özel yetenekli çocuk
denilmektedir.
Üstün Özel Yetenekli Çocuklar
Belirli bir alanda olağanüstü yetenek, başarı gösteren ve diğer alanlarda da
ortalama yetenek gösteren çocuklara üstün özel yetenekli çocuk denilmektedir.

Yaratıcılık Yeteneği Ayrıcalıklı Olan Çocuklar
Performans düzeyi veya gizil gücü açısından özgün bir düşünme biçimine
sahip olan ya da sanat dalları ve müzik ortamı ile düşüncelerini kendine özgü bir
biçimde ifade eden çocuklara yaratıcılık yeteneği ayrıcalıklı çocuk denilmektedir.
Liderlik Gizil Gücü Ayrıcalıklı Olan Çocuklar
İnsanları etkileme yeteneği olan çocuklar olarak tanımlanabilir. Akranları
üzerinde etkili olurlar ve erken yaşlardan itibaren bu yetenekleri görülmeye
başlanır.
Olağanüstü yetenekli çocuklar
Müzik, bale, drama, tiyatro gibi performans alanlarından herhangi birinde
veya bir kaçında olağanüstü yetenek gösteren çocuklara olağanüstü yetenekli
çocuk denilmektedir.
Psikomotor alanlarda olağanüstü yetenek gösteren çocuklar
Hız, güç, koordinasyon, top kontrol vb. spor alanlarında olağanüstü
üstünlük gösteren çocuklar olarak adlandırılmaktadır.
ÜSTÜN ZEKÂLI VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN GENEL
GELİŞİMSEL ÖZELLİKLERİ
Üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların gelişimsel olarak
desteklenebilmeleri, topluma yararlı olabilmelerinin sağlanabilmesi ve mevcut
kapasitelerinin en üst düzeye çıkarılabilmeleri için bu çocukların genel gelişimsel
özelliklerinin iyi bilinmesi gerekmektedir.


Fiziksel Özellikleri

Gelişimin bütün alanlarında yaşıtlarından öndedirler.
Bebeklikte aşırı hareketlidirler.
Erken yaşta yürümeye ve konuşmaya başlarlar.
Daha erken yaşta olgunlaşırlar.

Sosyal Özellikleri:

Dikkatlerini uzun süre aynı şeye odaklayabilirler.
Akıcı düşünceleri vardır ve sözcük dağarcıkları geniştir.
İki işi aynı anda yapabilirler, bilgilerini kolaylıkla transfer edebilirler.
Bellekleri gelişmiştir, ezberleri kuvvetlidir.
Sözel becerileri gelişmiştir ve tartışmayı severler. Yaratıcıdırlar ve yüksek hayal gücüne sahiptirler.
Çok soru sorarlar ve sebep sonuç ilişkilerini araştırırlar.

Olumsuz Yönleri:

Rutinlerden sıkılırlar ve aşırı dikkat çekici olabilirler. Diğer öğrencilerden daha fazla ön plana çıkarlar.
Çok fazla yenilikçi olabilirler. Aşırı bir otoriter tutum sergileyebilirler.

Bu özellikler normal gelişim gösteren çocuklarda da sıklıkla görülmektedir.
Ancak bu özelliklerin görüldüğü her çocuğu, üstün zekâlı veya üstün yetenekli
olarak isimlendirmek doğru olmamaktadır.




Efsaneler (Yanlış İnanışlar):

Bulundukları her sınıfa kolaylıkla kabul edilirler.
Yaratıcılıklarının desteklenmesine gerek yoktur.
Akıllarına ne gelirse başarırlar.
Sosyal olarak dışlanırlar.
Diğer çocuklara model olmak zorundadırlar.
Her zaman yüksek başarı gösterirler, homojendirler.
Hiçbir yardıma ihtiyaç duymazlar.

ÜSTÜN ZEKÂLILIK VE ÖZEL YETENEKLİLİK NEDENLERİ
Yetenek ve zekâ genetik olarak çocuklarda oluşmaktadır. Ancak mevcut
yetenek ve zekâ içinde bulunulan çevre aracılığıyla ortaya çıkmakta ve
gelişmektedir.


ERKEN TANININ ÖNEMİ
Üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların, bu yeteneklerini
kullanabilmelerini ve etkin roller oynayabilmelerini sağlayabilmek için bu
çocukların erken yaşlarda tanılanması gerekmektedir.


Çok yönlü arama, tarama ve incelemeler
sayesinde, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların tanılanmasında daha geçerli ve
güvenilir bilgiler elde edilebilmektedir.


Üstün Zekâlı ve Özel Yetenekli Çocukları Tanılama ve
Değerlendirme: Bunlar, çocuk gelişim
profilleri, grup zekâ testleri, başarı testleri, bireysel zekâ testleri, öğretmen gözlem
ve kanaati, arkadaş gözlem ve kanaati, aday gösterme ve aile geçmişidir.

Çocuk gelişim profilleri:
Bu gelişim alanlarının bazılarının değerlendirilebilmesi için standartlaştırılmış ölçüt
bağımlı ölçekler gerekmektedir
. Bazı alanlarda ise ölçeklerle betimsel
değerlendirmelerin yapılması gerekmektedir. Ülkemizde bu ölçekler, RAM’larda
(Rehberlik Araştırma Merkezi) uygulanmaktadır.



Grup zekâ testleri
Grup testleri özellikle bu alanda yetişmiş olan öğretmenlerin gözlemleriyle
birlikte değerlendirildiğinde tarama amacıyla kullanılabilmektedir.




Başarı testleri: Grup zekâ testleriyle benzer sınırlılıklara sahiptir. Ancak çocukların çeşitli
akademik alanlardaki becerilerini belirleme açısından önemli ipuçları vermektedir.
Yaratıcı çocuklar ve çeşitli öğrenme yetersizliği bulunan üstün zekâlı ve özel
yetenekli çocukların belirlenmesinde işe yaramamaktadır.
Bireysel zekâ testleri

Klasik ve geleneksel anlamda üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların
yetenekleri ve gizil güçleri hakkında daha kesin tanılama yapmayı sağlamaktadır.


Öğretmen gözlem ve kanaati: Öğretmenler öğrencileri daha iyi tanıyan ve daha iyi tanıması olağan olan
bireylerdir. Bu saptama yöntemi okul öncesi dönemden ilköğretim aşamasına
kadar kullanılabilmektedir ve bu yöntem uzmanlara yararlı bilgiler sağlamaktadır.


Arkadaş gözlem ve kanaati
Öğrenciler kendi ortamlarında, kendi arkadaşlarını daha iyi
tanıyabilmektedirler.
Bu nedenle, geçerlik ve güvenirliği fazla olmasa bile iyi
düzenlenmiş görüşme veya sorgulama yöntemleri ile özellikle lider olan ve psiko-
motor alanlardaki üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar belirlenebilmektedir.

Aday gösterme: Okullara gönderilecek formlar ile okulda görevli yöneticilerden, rehber
öğretmenlerden ve sınıf öğretmenlerinden, üstün zekâlı ve özel yetenekli olma
özeliklerini taşıyan öğrencileri veya zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal açıdan
üstün özellikler gösteren öğrencileri, aday göstermeleri ya da anne babalarından
belirli özellikleri gösteren öğrencileri aday olarak göstermeleri istenmektedir.
Ancak yapılan araştırmalarda anne ve babaların pek isabetli kararlar
alamadığı görülmektedir




14. ÜNİTE

Zenginleştirme

Zenginleştirme uygulaması birçok gelişmiş ülkede kullanılan program modülüdür ve üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların ihtiyacına göre gerekli düzenlemelerin yapılması modülün temelini oluşturmaktadır. Program ya da modül sadece üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar için düzenleniyormuş gibi gözükse de normal çocuklar da bu düzenlemelerden yararlanmaktadırlar. Yani zenginleştirme tüm öğrenci grubuna hitap etmektedir ve temel müfredatın dışında kalan her türlü etkinliği içerisine almaktadır. Bu uygulamada üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar kendi akranları ile birlikte normal sınıflarda eğitim görmektedir.

Hızlandırma

Bu uygulamada çeşitli uyarlamalar aracılığıyla takip edilen bir program, normal süresinden daha önce tamamlanmaktadır. Bu farklı şekillerde uygulanabilmektedir (okula erken başlama, sınıf atlama gibi). Hızlandırma uygulamaları üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların genel bir gelişimsel değerlendirilmesi yapıldıktan sonra bu çocukların eğitimsel gereksinimlerini karşılayabilecek bir şekilde düzenlenmelidir.

Gruplama

Üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar için örnekte belirtilen gruplamalar düzenlendiği takdirde, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların var olan yeteneklerini geliştirmede belirgin düzeylerde başarı sağlandığı ve bu çocukların düzenlenen uygulamalar sayesinde benlik kavramlarının geliştiği görülmektedir.

ÜSTÜN ZEKÂLI VE ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARA YÖNELİK EĞİTİM UYGULAMALARI

Üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklara yönelik sağlanabilecek eğitim uygulamaları on başlık altında ele alınacaktır. Bunlar; yarı zamanlı özel sınıf, tam zamanlı özel sınıf, bağımsız çalışma, gezici öğretmen, rehber kişi, kaynak oda, özel okullar, okula erken başlama, ileri olduğu derslerde sınıf atlama ve sınıf atlamadır.

Yarı Zamanlı Özel Sınıf

Bu uygulamada, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar haftanın birkaç günü kendileri gibi üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların bulunduğu özel bir sınıfta özel eğitim öğretmeni tarafından eğitilmektedir. Uygulama, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların kendileri gibi diğer üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklarla birlikte sosyal anlamda güvenli bir ortam içerisinde etkileşimi sağlaması açısından önemli yararlar sağlamaktadır.


Tam Zamanlı Özel Sınıf

Bu uygulama, belirli sayıdaki üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar için büyük yerleşim merkezlerinde bulunan büyük okullarda açılan sınıflar olarak adlandırılmaktadır.

Bağımsız Çalışma

Bu uygulamada, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklara bireysel olarak öğretmenleri çeşitli seviyelerde rehberlik etmektedir. Ancak öğretmen sadece rehberlik etmektedir. Genellikle üstün zekâlı ve özel yetenekli öğrenciler kendi seçtikleri projeler üzerinde bireysel olarak çalışmaktadırlar. Çalışılan bu projeler, bütün bir konunun küçük bir parçası olabileceği gibi küçük sınıf projeleri de olabilmektedir.

Gezici Öğretmen

Bu uygulamada, görevlendirilen öğretmen üstün zekâlı ve özel yetenekli öğrencilere uygun eğitim hizmetlerini sağlamak üzere birçok sınıf ya da okuldan sorumlu olmaktadır. Görevli öğretmen, okul personelinin ve üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların tüm eğitim ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Uygulama maddi olanakların kısıtlı olduğu durumlarda, yerleşim yeri özelliklerinin çok küçük olduğu yerlerde ve eğitimcilerin yeteri kadar temin edilemediği durumlarda kullanılmaktadır.

Rehber Kişi

Bu uygulamada, üstün zekâlı ve özel yetenekli öğrencilerin yeteneği olan alanlarla ilgili olarak daha ileri bilgi, beceri ve deneyim kazanması amacıyla o alanlarda yeterli bilgisi bulunan bir yetişkinin rehberliği sağlanmaktadır. Bunun yanında rehber kişi üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar için model de olmaktadır.

Kaynak Oda

Bu uygulamada, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların bağımsız bir şekilde çalışabilmelerini sağlayabilecek materyaller, araç-gereçler bulunmaktadır.

Özel Okullar

Bu uygulama, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların yetenek alanlarıyla ilgili olarak ileri planlamaları yapılmış müfredatları olan ve tamamen üstün zekâlı ve özel yetenekli öğrencilere göre geliştirilmiş seçkin okullar olarak isimlendirilmektedir.

Okula Erken Başlama

Bu uygulama, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların erken yaşlarda tanılanması nedeniyle bu çocukların mevcut takvim yaşlarına bakılmaksızın okula başlama yaşından bir ya da birkaç yıl erken bu çocukları okula erken başlatma şeklinde uygulanmaktadır. Okula erken başlatılan üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar bireysel çalışmalarla, yaz çalışmalarıyla ve okul sonrası çalışmalarla kazanması gereken becerileri desteklenmektedir.

İleri Olduğu Derslerde Sınıf Atlama

Bu uygulamada, üstün zekâlı ve özel yetenekli öğrenciler bireysel yeteneğine veya yeteneklerine göre dersleri farklı sınıflardan alabilmektedir.

Sınıf Atlama
Bu uygulama, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar okula başladıktan sonra okul başarısına, uzman görüşlerine ve psikometrik ölçüm sonuçlarına göre, öğrenim ve zekâ düzeylerine uygun bir ya da iki üst sınıfa atlatılmak şeklinde uygulanmaktadır. Ancak üstün zekâlı ve özel yetenekli çocuklar seviyelerine göre yaşına uygun sınıflara değil, seviyelerine uygun ileriki sınıflara yerleştirilmektedirler. Bu yöntemin uygulanmasında, üstün zekâlı ve özel yetenekli çocukların öğrenme hızlarına uygun olarak bir hızlandırma yapılarak akademik gelişmesi sağlanabilmektedir.